Ateş - Oksijen İlişkisi

Tarihte ateşe hükmetmemiş olsaydık, belki de şu anda burada olamazdık. Ateş, insanlık tarihinde birçok farklı anlama gelmiştir.

Hatta Kimi uygarlıklarda insanlar bu “ilginç kimyasal süreci” kutsallaştırarak tapınmıştır, Biz bu gün sıradan ve bilimsel yaklaşacağız. Ateşin oluşabilmesi ve yanma sürecinin devam etmesi için 3 unsura ihtiyaç vardır. Kimyasal bilimlerde buna yanma üçgeni adı verilir.

1.) Ortamda yanacak malzeme (Yakıt) 2.) Oksijen 3.) Tutuşma sıcaklığı,(Enerji)

Gaz Brülörlerde de ideal yanmayı sağlamak için bu unsurların varlığına ihtiyaç vardır. Yakıt ve Enerjinin sağlanmasında genellikle sorun olmamasına karşın oksijen konusunda zaman zaman sorunların yaşandığı gözlemlenmiştir.

Gazlı Brülörlerde gaz iki aşamada gereklidir. Primer ve Sekonder. Gaz alev haline gelmeden evvel içerisinde oksijen bulundurmaya ihtiyaç duyar. Bu fazda verilen oksijen “primer oksijen” diye adlandırılır. İhtiyaç duyulan oksijenin en fazla yüzde 70i gaza karıştırılabilir. Bu aşamada yeterli oksijen verilememesi alev kalitesinde bozulmalara, verimliliğin düşmesine ve atık gazların artmasına sebep olur. Diğer taraftan gereğinden fazla miktarda primer oksijen de alev dengesizliğine, dalgalanmalara ve uçuşmalara sebep olur.

İkinci aşama “sekonder oksijen” diye isimlendirilen ve ısı enerjisi verildikten sonra yanmanın gerçekleşmesi için gereken oksijendir. Bu aşamada ortamda yeterli oksijen bulunmaması halinde alev oluşmaz ve oksijenin bulunduğu uzaklığa kadar gider ve o ortamda oluşur. Dolayısıyla brülör civarında yeterli oksijen olmaması halinde alevde uçuşma ve uzamalar oluşur. Bu durum alev kalitesini hatta sürekliliğini olumsuz etkileyecek ve sönmeye sebep olacaktır.

Yanma sırasında atıklar oluşur. Karbon monoksit, Karbondioksit, Su buharı, Karbon ve azot açığa çıkar. (CO,CO2,H2O,C,N2). Bu atıklardan CO2 ve CO sağlığı tehdit etmektedir. Bu yüzden kanunlar ile salınım miktarları sınırlandırılmıştır. Bu atık gazların diğer bir deyişle oluşan dumanın çevreden uzaklaştırılamaması durumunda ihtiyacımız olan sekonder oksijenin de gelmesi için yeteri hacim, alan oluşmamış olacaktır. Yeni oksijen gelmesi için yeterli miktarda giriş menfezleri ve dumanın atılacağı baca olmak zorundadır. Baca büyüklüğü, kesiti, şekli ve pozisyonu doğru ve yeterli olmaz ise ihtiyaç duyulan sekonder oksijen yanma ortamına erişemez ve doğru yanma gerçekleşmez.

Kullanıcılar olarak bizler en çok baca konusunu yeterince önemsemez ve sorunu başka yerlerde ararız. Baca tasarımı yapmadan önce birçok kez denemeler yapmak en doğru bacanın belirlenmesinde bize en fazla yardımı sağlamış olacaktır. Ve unutmamak lazımdır ki ısınan gazların yükselmesi esası, baca tasarımında önemli ölçüde yardımcı olacaktır.


Mehmet KEKEÇ